8 Ekim 2012 Pazartesi

Dil-Kültür İlişkisi

       İnsanoğlu, dille düşünür, dille hisseder; yaşadıklarını, düşündüklerini, hissettiklerini konuştuğu dilden yararlanarak başkalarıyla paylaşır. Bu yönüyle dil, milli kültürün ve kimliğin oluşmasında son derece önemli bir işlev üstlenir. Bir gelenek, görenek, örf, adet, tecrübeler vs. kuşaktan kuşağa dille aktarılır.
      Atatürk, 1928 yılında harf inkılabını gerçekleştirmiş ve dilimizi daha kullanışlı, daha rahat konuşulabilen ve anlaşılabilen bir dil haline getirmiştir ve bu sayede 1923'te %2.5 olan okur yazar oranı 1935 yılında %20.4'e çıkmıştır. Atatürk, bir şenlik esnasında halka: ''Arkadaşlar, güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz. Arkadaşlar, bizim güzel ahenkli, zengin lisanımız yeni Türk harfleri ile kendini gösterecektir. Asırlardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulunduran, anlaşılmayan ve anlayamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak mecburiyetindeyiz.'' sözlerini söylemiştir. Ayrıca Cumhuriyeti ilan ettikten sadece 5 yıl sonra harf inkılabını gerçekleştirmesi de dile verdiği önemi göstermektedir.

Ya Dil Olmasaydı!

Dil olmasaydı insan olmazdı. İnsan yaşayamazdı. Bir dayanışma, bir topluluk veya yeni fikirler... Hiçbiri olmazdı. Bir örnekle açıklamak gerekirse:
Çinli filozof Konfüçyüs’e sormuşlar: “Bir ülkeyi idare etmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu?”
Konfüçyüs şöyle cevap vermiş: “İşe önce dili düzeltmekle başlardım. Çünkü, dil bozulursa kelimeler düşünceleri anlatamaz. Düşünceler iyi anlatılmazsa, yapılması gereken işler yapılmaz. Görevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve düzen bozulur. Töre ve düzen bozulursa, adalet yoldan sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. Bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir.” demiş. Burdan da anlaşılacağı üzere dil bir milletin var olabilmesi için gerekli en önemli şeydir. Dilimizi yabancı kelimelerden arındırmalıyız, düzgün bir şekilde kullanmalıyız ve dilimize sahip çıkmalıyız.

6 Ekim 2012 Cumartesi

Seninki kaç santim?

Seninki kaç santim?: 600 binden fazla kişinin verdiği destekle lagos ve orfozu kurtardık. Sıra diğer türleri kurtarmakta! Denizlerimizin ve balıkların geleceği için, iş işten geçmeden, daha fazla ertelemeden, hemen şimdi eyleme katıl.

Doğa nedir?

    Doğa Nedir?
    Doğa, sözlük anlamıylar insanın tesiri olmadan, devamlı kendini yenileyen güç, tabiat anlamına gelmektedir. Doğanın madde ve enerji unsurlarından oluştuğu kabul edilir.

    Doğa-İnsan İlişkisi
    İnsanlar,daha çok üretip, daha fazla kar elde etmek için doğayı yok etmek dorunda değildir, fakat öyle oluyor. Bundan hem insanlar hemde doğa zarar görmektedir. Çünkü biz doğada yaşıyoruz ve yaşadığımız yere zarar verirsek bizde yaşayamayız. Bununla birlikte doğadaki bir çok canlı türüde yok olmaktadır. Örneğin, bazı arazilerin tarıma açılmasıyla o zamana kadar o bölgede yaşayan bitki ve hayvan türlerinin yaşama ortamı yok edilmektedir. Ayrıca tarım alanında kullanılan bazı ilaçlarda o çevredeki bir çok canlı türü yok olmaktadır. Hızlı nüfus artışına bağlı olarak yerleşim birimlerinin sayısı artmakta, mevcut yerleşim birimlerinin alanı genişlemektedir. Böylece bir çok canlının yaşam alanı yok edilmektedir.

3 Ekim 2012 Çarşamba

İletişim ve Sosyal Yaşam

      İletişim, duygu veya düşüncelerimizi karşımızdaki kişiye aktarmaktır. Sosyal bir insan olabilmek için yapmamız gerekenlerden birisi de diğer insanlarla iyi bir iletişim kurmaktan geçer. Evimizde, sokağımızda, mahallemizde veya herhangi bir yerde sevilen bir insan olabilmek için iletişimimizin iyi olması gerekir. İyi bir baba veya anne olmak için çocuklarınızla ilgilenmeniz, onlarla iletişim kurmanız gerekir. Peki aynı apartmanda oturup, birbirlerine selam bile vermeyen insanlara ne demeli? Artık bu kötü huyu bir kenara bırakıp, çevremizle iletişime açık bir şekilde yaşamalıyız. Unutmayın, mümin kardeşine küçük bir tebessüm bile bir sadaka sayılır.

Fizik ile Coğrafyanın İlişkisi

       Fizik ile coğrafyanın ortak yanı olarak yerçekimi, merkezkaç kuvveti, hareket, güç ve enerji konu başlıklarını örnek olarak verebiliriz.

      Fizikteki akışkanların, basınç farkı ile hareket etmesi, termodinamik kuralları ile ilgili bilgilerle, coğrafyadaki alçak ve yüksek basınçlar, atmosferdeki hava olayları, fırtına ve rüzgarlar izah edilebilmektedir. Fizikteki mekanik ve dalgalar biliminde elde edilen bilgiler ışığında, coğrafyadaki fay hareketleri, depremler ve tsunami olayları izah edilebilmektedir.

     Yerçekimi, dünyanın merkezine çekilme kuvvetidir. Yer kabuğunda nerede durursanız durun yer, her zaman altınızdadır.

     Yerçekimi kuvveti, bir cismin kütlesine yani miktarına bağlı olarak değişir. Cisimlerin ağırlıklarının sebebi kütleleridir.

     Newton, yerçekiminin sadece yer kabuğunu değil, aynı zamanda gezegen ve yıldızların hareketini, dünya etrafındaki ay yörüngesinide etkilediğini ortaya çıkarmıştır. Kafanızın üzerinde ip bağlı bir cisim döndürürseniz, dışarı doğru uçarak yerçekimine karşı koyar. Buna merkezkaç kuvveti denir. İpi çözdüğünüzde merkezkaç kuvveti cismin düz bir şekilde uçmasına sebep olur.


NOT: Çeşitli internet sitelerinden ve kitaplardan düzenlenmiştir.